Hizmet Sözleşmesi Kullanım Koşulları Sözleşme
Savunma hizmeti ve bunun silahlı örgütü olan ordular sâdece savaşta değil, barış zamanında da hazır ve nâzır olmak durumundadırlar. Devletlerin dış güvenliğini sağlamak ve kendini korumak gerektiğinde de iç güvenliğini korumak için sürekli ve düzenli bir savunma hizmetine ve bunun silahlı örgütü olan ordulara ihtiyacı vardır.[494] Bundan dolayı millî güvenlik kavramı ve savunma hizmeti silahlı kuvvetlerle doğrudan ilgilidir. Millî güvenlik fonksiyonu büyük çapta silahlı kuvvetlerle yerine getirilir. AİHS’nin usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir uluslararası sözleşme olduğu açıktır. 5170 SK ile yapılan değişiklik neticesinde, iç hukukta AİHS hükümleri ile aynı konuda farklı hükümler içeren kanun hükümleri, uygulanamaz konuma gelmiştir. AİHS ile kanun hükümlerinin çatışması sorunu bu şekilde çözülmüş ise de, Anayasal normlar ile çatışması durumunda hangisinin esas alınacağı sorunu halen devam etmektedir. Anayasal düzenlemenin yapılış şekli esas alınırsa, Anayasa koyucunun, Anayasa’nın üstünlüğü ilkesinin gereği olarak AİHS’ye Anayasal değer veya Anayasa üstü konum vermek istemediği sonucu çıkmaktadır[484]. Yukarıda belirtildiği üzere AİHS’ne Anayasa üstü değer veren ve çatışma halinde AİHS’nin uygulanmasını ileri süren görüşler de bulunmaktadır. AİHS sadece taraf devletlere yönelik taahhütleri ihtiva etmemekte, bundan öte, birlikte yerine getirilmesinde yarar görülen objektif nitelikte yükümlülükler de öngörmektedir. Bu nedenle, insan hakları ihlallerine yönelik olarak etkili ve ortak bir denetim sistemi öngören ve objektif karakterde bir metparibahis güncel giriş[461]. AİHS, bu özelliği ile, ulusal menfaatler arasında karşılıklı bir uzlaşma sağlayan klasik uluslararası andlaşmalardan da ayrılmakta ve ulusal hukukta “doğrudan uygulanırlık” niteliği kazanmaktadır[462]. Diğer bir ifadeyle AİHS, ulusal makamlar tarafından ayrı bir işleme gerek bulunmaksızın doğrudan uygulanabilmektedir[463].
Görevin, keyfi bir şekilde ya da bazı kişisel veya toplu hak arama vb. Nedenlere dayalı olarak bırakılması söz konusu olamaz[197]. Devlet memurları, görev sırasında, hiyerarşi zinciri içinde amirlerinin verecekleri görev ve emirleri saygı içinde yerine getirmek zorundadırlar[185]. Saygının ölçüsü, örf ve âdete göre genel kabul görmüş hareket tarzlarıdır. Kusurlu olarak bu prensiplere uymamak ise kınama cezasını gerektirir[186]. “Arkadaşları arasında söz veya fiilleri ile hoşnutsuzluk yaratanlar 1 aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.57). Maddedeki “sövmek” ve “hakaret etmek” fiilleri TCK’nun 125. Maddesinde[148] düzenlenen “hakaret” suçu ile eşdeğer anlamdadır. Hakaret, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmektir. Asta isnat olunan somut fiilin gerçek olup olmamasının, hakaret suçunun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Sövmek ise, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır. Asta söylenen sözün onu küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını belirlerken, TSK ve toplumda hâkim olan anlayışlar ile örf ve adetleri göz önünde bulundurmak gerekir[149].
Maddesinde[230] kuruluşu ve görevleri belirtilmiş, 38. Maddesinde[231] ise Harp Okulu öğrencilerinin disiplin ve diğer nedenlerle hangi durumlarda okuldan çıkarılacakları düzenlenmiştir. Maddesinde düzenlenen yasağa aykırı fiiller disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Devlet memurlarının, Türk Ticaret Kanununa göre tacir veya esnaf sayılmalarını gerektirecek herhangi bir faaliyette bulunmaları bu bentteki suçu oluşturur[211]. Memurun astına veya üstüne karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiiller yapması disiplin suçu olarak kabul edilmiştir[207]. Bu bentte aynı statüdeki kişilere karşı işlenen fiiller kapsam dışı bırakılmıştır. Devlet memurunun göreviyle ilgili bulunan konularda yükümlü olduğu kişilere yalan veya yanlış beyanda bulunması disiplin suçu sayılmıştır. Herhangi bir zararın meydana gelip gelmemesi önemli değildir. Ancak yalan veya yanlış beyanın görevle ilgili olmayan konularda olması disiplin suçunu oluşturmaz[199]. Bu yüzden memurlar görevlerini sürekli olarak ve kesintisiz yapmak zorundadır. Memurlar görevlerini ancak ilgili mevzuatın öngördüğü ve imkân verdiği hal ve koşullarda bırakabilecektir.
Kimi durumlarda ise, hukuk kuralları sebep de dahil, işlemin tüm unsurlarını belirlemiş ve bu hususta hareket serbestisi tanımamış olabilir.[887] “Bağlı yetki” denen bu gibi ve işlemin sebebinin açıkça gösterildiği hâllerde, bu gereğe uyulmaması işlemi sebep yönünden sakatlar. Ayrıca AYİM, YAŞ kararıyla TSK’dan çıkarma işleminin tamamlandığını, üçlü kararnamenin bağlı yetki gereği usulü bir işlem olarak tesis edildiğini vurgulamaktadır[712]. Hüsnü Yavuz/Türkiye kararında AİHM yukarıdaki gerekçeler ile AYİM’deki yargılamanın ve AYİM’in başvuranların istemleri hakkında verdiği kararın tarafsızlığını kuşkulu hale koyacak hiçbir durumun tespit edilmediği sonucuna varmıştır. Seçilen üyeler rütbe ve kıdem sırasına göre AYİM başkanlığına, başsavcılığına, daire başkanlıklarına ve üyeliklere Milli Savunma Bakanı ve Başbakan tarafından imzalanan ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanacak kararname ile atama yapılır ve atamalar Resmi Gazetede yayınlanır. Mahkeme başkanı, başsavcı ve daire başkanlarının askeri hakim sınıfından olması zorunludur(m.9). AYİM’de askeri hakim üyeler ve kurmay subay üyeler olmak üzere iki tür üye vardır. En az yarbay rütbesindeki birinci sınıf askeri hakimler ile, iki yılını doldurmuş kurmay yarbaylarla albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar üye seçilebilir(m.7).
Bilindiği gibi, 657 SK’nun “Çekilme” başlığını taşıyan 94. Maddesinde memurun görevden çekilmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, izinsiz ve mazeretsiz olarak 10 gün süre ile görevini terk eden memur, yazılı müracaatı aranmaksızın çekilme isteğinde bulunmuş sayılmaktadır. Maddedeki 10 gün gelmeme durumunun da araştırılması, eğer memur çekilmiş sayılıyorsa memuriyette çıkarma cezasının verilmemesi gerekmektedir[222]. TSK’da görevli devlet memurunun bu eylemi aynı zamanda AsCK’nun 130. Maddesinde yazılı askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturur. Devlet memuru görevi ve sıfatı dolayısıyla Devleti temsil ettiği için, vatandaşın itibar ve güven duygusunu sarsmamak zorundadır.
- Şirket’in üyelik bilgilerinin doğruluğunu denetleme yükümlülüğü bulunmadığından, bilgilerin yanlış̧ verilmesi durumunda, üyelik süreci tamamlanmamış̧ olacak ve olası bir ihtilaf durumunda Şirket’in hiçbir yasal sorumluluğu bulunmayacaktır.
- Maddesi uyarınca, disipline aykırı gördüğü her hale müdahaleye ve emir vermeye her üst yetkili ve aynı zamanda görevlidir.
- Maddesindeki tutuklama, askeri hizmetin gerekleri dikkate alınarak 1924 ve 1961 anayasası dönemlerinde olduğu gibi, halen 1982 anayasası döneminde de aynı şekilde varlığını sürdürmektedir[569].
- Genelde maddeleri düzenleniş sistematiğinde 1.
Devlet memurlarının görevi terk etmesi, uzun veya kısa süreli de olsa disiplin suçunu oluşturur. Suçun oluşumu için memurların görevi aynı zamanda terk etmeleri de şart değildir. Değişik zamanlarda görevin bırakılması halinde de suç oluşur[217]. Devlet memurları, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun[212] ilgili hükümlerine uygun mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Bu yükümlülüğe uymayanlara, disiplin cezasının yanı sıra adı geçen kanundaki cezalar verilir. Sözle saygısızlık etmek fiili aylıktan kesme cezasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, sözle saygısızlıktan daha ağır olarak nitelenebilecek fiiller küçük düşürücü vasıfta kabul edilmeli ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının uygulanmasına esas alınmalıdır. Fiilin üst sınırı ise, fiili saldırıdır[208].